Yaz döneminin başlangıcına denk gelen Kurban Bayramı tatili, iç turizmde hareketliliği artırdı.
Ege ve Akdeniz kıyılarındaki yoğunluğun yanı sıra termal merkezler, yayla rotaları ve kültürel kent çeşitleri da yerli turistlerin öncelikli tercihleri ortasında yer aldı.
Sektör temsilcileri, bu yönelimin Türkiye’nin turizm çeşitliliğini artırdığına ve sürdürülebilir büyümeye katkı sunduğuna işaret ediyor.
İÇ PAZARDA EŞ VAKİTLİ BİR HAREKETLİLİK MEVCUT
Kapsamlı turizm altyapısı sayesinde stratejik ehemmiyetini her geçen gün artıran iç turizm, Türkiye’nin bu yılki turizm gayelerine katkıda belirleyici bir rol üstlenmede değerli bir alanı teşkil ediyor.
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Lideri Oya Narin, Kurban Bayramı’nın yaz döneminin başına denk gelmesinin hem milletlerarası hem iç pazarda eş vakitli bir hareketlilik yarattığını belirtti.
“TÜRK TURİZMİ, 2025’E GÜÇLÜ BİR GİRİŞ YAPTI”
Narin, bu hareketliliğin bölümün döneme moralli başlamasını sağladığını lisana getirerek, “2024’te 62 milyon ziyaretçi ve 60,5 milyar dolar gelirle tarihi bir muvaffakiyete imza atan Türk turizmi, 2025 dönemine güçlü bir başlangıç yaptı. Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarafından açıklanan 64 milyon ziyaretçi ve 64 milyar dolar gelir maksadı doğrultusunda, yılın birinci yarısındaki seyahat hareketliliği ve bayram devrinde yaşanan yoğunluk, bu gayeye ulaşılabileceğini gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
DOLULUK ORANI AZAMİYE YAKLAŞTI
Kurban Bayramı öncesi rezervasyonlarda, bilhassa Bodrum, Çeşme, Marmaris, Fethiye, Kaş, Kemer, Belek ve Alanya üzere Ege ve Akdeniz kıyılarında doluluk oranının yüksek düzeylere ulaştığını söyleyen Narin, “Bu yıl sırf kıyı şeridine değil, termal turizm merkezlerine, tabiat ve kültür temelli destinasyonlara da artan bir ilgi var. Bu tablo, Türkiye’nin çok istikametli turizm altyapısının ülke geneline yayıldığını ve çeşitlenmeye devam ettiğini gösteriyor.” dedi.
Narin, bu eğilimin kesimin sürdürülebilir ve istikrarlı büyümesi açısından ehemmiyet arz ettiğini, iç turizmin dal için tamamlayıcı rolünün yanı sıra büyümeyi destekleyen ve giderek daha fazla stratejik kıymete sahip bir öge haline geldiğini lisana getirdi.
“2024’TE İÇ PAZARDA 12,8 MİLYAR EUURO HARCANDI”
İç pazarın rakamsal olarak kıymetli boyutlara ulaştığını belirten Narin, “2024 yılında iç pazarda 67 milyon seyahat ve 12,8 milyar euro seviyesinde harcama gerçekleşti. Bu yıl da birebir dinamiklerin güçlü bir halde sürdüğü görülüyor. Bilhassa erken rezervasyon kampanyalarına gösterilen ilgi ve alternatif destinasyonlara yönelen tatil tercihleri, daldaki yapısal dönüşümün altını çiziyor.” diye konuştu.
Narin, bu dönüşümde dijitalleşmenin tesirinin dikkati alımlı boyuta ulaştığını vurgulayarak şöyle devam etti:
“Geleneksel seyahat acentelerinin sunduğu tecrübe ve inanca dayalı hizmetlerin yanı sıra çevrim içi seyahat acentelerine yönelik yönelim artıyor. Bu platformlar, kullanıcı dostu yapıları, mukayeseli içerikleri ve esnek rezervasyon imkanları sayesinde farklı profillerdeki tatilciler için erişilebilir tahliller sunuyor. Bu çeşitlilik, tüketici davranışlarını dönüştürürken, bölümdeki hizmet kalitesini de üst çekiyor.
“İÇ PAZARIN 12 AYA YAYILMASI BÜYÜK DEĞER TAŞIYOR”
Küçük kümelerle seyahat, tabiatla iç içe olma, şahsileştirilmiş tecrübeler ve çevresel hassaslık üzere kriterlerin öne çıktığı bu periyotta iç pazarın mevsimsel bağımlılıktan uzaklaşarak 12 aya yayılması büyük potansiyel taşıyor. Bu tarafıyla iç turizmin daha fazla ehemmiyet verilmesi ve desteklenmesi gereken bir alan olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Mahallî kalkınmayı destekleyen, sürdürülebilirlik prensibine dayalı yatırımların önünün açılması dalımızın geleceği açısından büyük kıymet taşıyor.”
“ORTA DOĞU VE KÖRFEZ ÜLKELERİN TÜRKİYE TALEBİ BU BAYRAM DÜŞÜK SEYREDEBİLİR”
Türkiye Otelciler Birliği Lideri Müberra Eresin de Kurban Bayramı’nda turizmcileri şad edecek düzeylerde bir yoğunluk beklediklerini söyledi.
Eresin, bayram öncesinde dal içinde resmi tatil mühletinin uzatılmasına yönelik beklentinin gerçekleşmemesine karşın bilhassa yerli tatilciler açısından öngörülenin üzerinde bir turizm hareketliliği yaşanacağını lisana getirdi.
İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerdeki kent otellerinde, geçmiş periyotlarda olduğu üzere bu bayramda da yerli tatilciler açısından daha sakin bir periyot öngörüldüğünü belirten Eresin, “Bu otellerde yüklü olarak yabancı ziyaretçilerin konaklaması bekleniyor. Bu ortada, Orta Doğu ve Körfez ülkelerinden Türkiye’ye yönelik talep, bu bayram periyodunda beklentilerin altında seyredebilir.” diye konuştu.
Eresin, Anadolu kentlerine yönelik 2-3 günlük kısa kültür cinslerinde ve İstanbul’a yakın pozisyondaki alternatif turizm destinasyonlarında bayram mühletince besbelli bir yoğunluk yaşanabileceğini, bir müddettir vizesiz tiplere talepte yaşanan artışın sürebileceğini, kapıda vize uygulaması nedeniyle Yunanistan’ın kimi adalarına talebin artabileceğini söz etti.
SAHTE REZERVASYON TUZAĞINA KARŞI UYARDI
Sahte internet sitelerine karşı kamuoyunu tertipli olarak uyardıklarını söyleyen Eresin, şunları kaydetti:
“Özellikle çevrim içi rezervasyon süreçlerinde dolandırıcılık hadiselerinde artış gözlemliyoruz. Seyahat planlaması yapılırken dikkatli ve şuurlu davranılması büyük kıymet taşıyor. Tatil planının seyahat acentesi ya da cins operatörü aracılığıyla yapılması durumunda, bu kurumların güvenilirliğinden emin olunmalı. Aracı kullanmaksızın, direkt internet üzerinden rezervasyon yapılması durumunda tercih edilen sitelerin yasal, emniyetli ve gerçek kurumlara ilişkin olduğu, kesinlikle teyit edilmeli.”
Eresin, çevrim içi bir rezervasyonun akabinde konukların ilgili otelle direkt bağlantıya geçerek rezervasyonlarının geçerliliğini ve ayrıntılarını denetim etmesi tavsiyesinde de bulundu.
Otel ve seyahat şirketlerine ilişkin internet sitelerinin birebir kopya edilebildiğine dikkati çeken Eresin, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Ne yazık ki bu geçersiz siteler, arama motorları ya da toplumsal medya reklamları üzerinden yaygın formda tanıtılıyor. Bilhassa arama motorlarında en üst sıralarda çıkan reklamlara karşı dikkatli olunmalı. Bu sitelerde düşük fiyatlarla yapılan süreçler sonucunda, maddi kaybın yanı sıra kredi kartı bilgilerinin kopyalanması ve ek harcamalarla kayıplar yaşanması kelam konusu oluyor. Tüketiciler, olağan fiyat düzeyinin çok altında teklif edilen kampanya ve tatil paketlerine karşı temkinli davranmalı.”
